İKÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Babaoğlu Yapay Tatlandırıcılar Hakkında Uyarılarda Bulundu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asya Banu Babaoğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “olası kanserojen” madde olarak sınıflandırılan ‘aspartam’ın kullanımı ile ilgili uyarılarda bulundu
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC)’nın geçtiğimiz günlerde, çeşitli yiyecek ve içecek ürünlerinde yaygın olarak kullanılan ve yapay (kimyasal) bir tatlandırıcı olan ‘aspartam’ı olası kanserojen madde sınıfına dahil etmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan İKÇÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asya Banu Babaoğlu, Aspartamın yalnızca gıda maddelerinde değil, ilaçlarda da tatlandırıcı olarak kullanıldığını belirterek, yanlış bilgilenme sonucu hekim tavsiyesiyle kullanılan ilaçları bırakmanın olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Yalnız Gıda Ürünlerinde Değil İlaçlarda da Kullanılıyor
Çeşitli yiyecek ve içecek ürünlerinde yaygın (kimyasal) bir tatlandırıcı olan aspartam, gıda sektöründe sıklıkla klasik şekere alternatif olarak “şekersiz”, “diyet” veya “düşük kalorili” olarak pazarlanan ürünlerde tatlandırıcı katkı maddesi olarak kullanılıyor. Şeker yerine ilave edilen tatlandırıcılardan diyet içeceklere, şekersiz sakızdan meyveli yoğurta ve dondurmaya kadar pek çok ürünün içeriğinde yer alan aspartamın kanserojen etkisinin uzun süredir tartışıldığını aktaran Doç. Dr. Babaoğlu, maddenin yalnızca gıda ürünlerinde değil öksürük şurubu, pastiller ve vitaminler gibi ilaçlarda da tatlandırıcı olarak kullanıldığını açıkladı.
Aspartam İçeriyor Diye Hekim Tarafından Önerilen İlaç Bırakılmamalı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün raporunda aspartamın, insanlarda karsinojenik olabileceğine dair sınırlı da olsa kanıtların bulunduğu şeklindeki 2B sınıflaması içine dahil edildiğini belirten Doç. Dr. Babaoğlu, aspartam içeren gıdaların tüketiminin mümkün olan en alt seviyede tutulmasını ve zorunlu olmadıkça kullanılmamasını tavsiye etti. Bununla birlikte aspartam içeriyor diye hekim tarafından önerilen ilaçların bırakılmaması gerektiğinin de altını çizen Doç. Dr. Babaoğlu: “Doktor tavsiyesiyle kullanılan ilaç ve gıdalar bırakılmamalı. Örneğin bir şeker (diyabet) hastasının ‘aspartam kanser yapabilir’ düşüncesiyle şekere dönmesi daha olumsuz sonuçlara neden olabilir. Bilimsel kanıtlar ışığında ‘kullanımın azaltılması’ en mantıklı önlem olacaktır” dedi.
Kanser Tehlikesi Bakımından 4 Sınıflama Var
Karsinojenlerin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bünyesinde yer alan bağımsız bilim insanlarından oluşan bir kuruluş olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından dört grup halinde sınıflandırıldığının bilgisini veren Doç. Dr. Babaoğlu: “İnsanlarda kanser için yeterli kanıtın olduğunu gösteren ‘Grup1’ kategorisi en yüksek risk seviyesini ifade ediyor. ‘Grup 2A’, insanlarda kanser için sınırlı kanıt, deney hayvanlarında yeterli kanıt olduğu anlamına geliyor. Aspartamın da dahil olduğu ‘Grup 2B’ ise bu maddenin insanlarda karsinojenik olabileceğine dair sınırlı da olsa kanıtların bulunduğunu, hayvan deneylerinde de henüz yeterli kanıt düzeyinin olmadığını gösteriyor. Ancak bu sınıflamada maddeye maruz kalınan süre ve miktarın kanser riskini arttırdığı şeklinde bir önerme var. Son olarak ‘Grup 3’, yani insanlar için karsinojenik olarak sınıflandırılamayan kategori bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Tüketiciler ‘Etiket Okuma’ Alışkanlığı Kazanmalı
Aspartamın insanlar üzerindeki kanserojen etkisinin ‘sınırlı kanıt’ olarak yer aldığı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC)’nın raporunu ve Gıda Katkı Maddeleri Uzman Komitesi (JECFA)’nin değerlendirdiği veriler sonucunda, aspartam için önceden belirlenen 0-40 mg/kg vücut ağırlığı kabul edilebilir günlük alımını değiştirmek için yeterli bir neden olmadığı şeklindeki açıklamasını değerlendiren Doç. Dr. Babaoğlu: “Aspartamın kanser ve diğer olası sağlık etkilerinin daha kesin belirlenebilmesi için konuyla ilgili daha uzun süreli bilimsel çalışmalara ihtiyaç var” dedi. Aspartam içeren ürünlerin kullanımının azaltılması ile birlikte, tüketicilerin ‘etiket okuma’ alışkanlığı kazanmasının da önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Babaoğlu: “Birçok ürünün üzerinde süslü ve gösterişli bir şekilde yer alan %100 ‘organik’, %100 ‘vegan’ ve ‘ilave şeker içermez’ gibi logolar bazen yanıltıcı olabiliyor. Dikkat edilmeli” ifadelerini kullandı.